NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
زِيَادُ بْنُ
أَيُّوبَ حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
قَالَ
أَخْبَرَنَا
دَاوُدُ بْنُ
أَبِي هِنْدٍ
عَنْ
عِكْرِمَةَ عَنْ
ابْنِ
عَبَّاسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ يَوْمَ
بَدْرٍ مَنْ
قَتَلَ
قَتِيلًا
فَلَهُ كَذَا
وَكَذَا
وَمَنْ
أَسَرَ
أَسِيرًا فَلَهُ
كَذَا
وَكَذَا
ثُمَّ سَاقَ
نَحْوَهُ وَحَدِيثُ
خَالِدٍ
أَتَمُّ
İbn Abbas'dan demiştir
ki: Rasûlullah (S.A.V.) Bedir (savaşı) günü:
"Kim bir kafir
öldürürse ona şu kadar (mükafat) vardır. Kim de bir kafiri esir ederse ona şu
kadar (miikafaat) vardır." buyurmuştur. (Daha) sonra (Hz. İbn Abbas bir
önceki 2737. hadisin) bir benzerini rivayet etti. (Ancak bir önceki) Halid'in
hadisi (bundan) daha da uzundur.
İzah:
Siyer-i Kebir'de,
açıklandığına göre Bedir (savaşı) günü Hz.Peygamberin münadilerinden bir münadi
ortaya çıkıp "kim bir kafiri öldürürse, Selebi öldürenindir. Kim de bir
kafir esir ederse bu esir onun olacaktır." diye haykırmıştır. Nihayet
savaş sona erdikten sonra Ebû Cehrin selebini, onu öldüren kimse almış ve
ganimetler de eşit olarak paylaşılmıştır. O gün herkes öldürdüğü kafirin
selebini almıştır. Asım b. Ömer b. Katade'den rivayet olunduğuna göre; o gün
el-Velid b. Ukbe'nin Selebini Ali (r.a.), Utbe'nin selebini Hamza (r.a.),
Şeybe'nin Selebini de Ubeyde b'. el-Haris hak etmiş iken savaşta aldığı yara
sonucu Medine'ye varmadan yarı yolda vefat ettiğinden bu selep onun varislerine
intikal etmiştir.